EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİNDE KİŞİSEL MALLAR

Mal rejimi, evliliğin genel hükümleri uyarınca eşlerin malvarlıkları üzerindeki etkilerini belirler. Eşlerin, kural olarak mallarının yönetimi açısından kanunen tabi olacakları rejime, yasal mal rejimi denilmektedir. TMK m. 202/1 hükmünde yasal mal rejimi, edinilmiş mallara katılma rejimi olarak adlandırılmıştır. Yasal mal rejimi olarak edinilmiş mallara katılma rejiminin seçilmesinin sebebi, bu rejimin eşlerin büyük bir oranının menfaatlerine uymasıdır.

Yasal mal rejimi devam ettiği sürece, eşlerin malvarlıklarının kişisel veya edinilmiş mal olup olmaması bir önem arz etmemektedir. Bu malların ayrımı tasfiye durumunda yapılması gerekir; tasfiye, yasal mal rejimin sona ermesi ile başlamaktadır. TMK m. 228/1 hükmüne istinaden ‘eşlerin kişisel malları ile edinilmiş malları, mal rejiminin sona ermesi anındaki durumlarına göre ayrılır’.Edinilmiş mallar TMK m.219’da tanımlanmıştır. Buna istinaden ‘Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir.’

I. KİŞİSEL MALLAR

1. Genel

Kişisel mallar kavramının tanımı kanun koyucu tarafından yapılmamıştır. Yalnızca kişisel malların neler olduğu TMK’nın 220. ve 221’inci maddelerinde açıklanmıştır. TMK m. 220’e istinaden kişisel mallar eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya, mal rejimi başlangıcında eşlerden birine ait olan veya karşılıksız bir şekilde kazanma yolu ile elde edinen malvarlığı, manevi tazminat alacakları ve kişisel mallar yerine geçen değerler olarak tanımlanmıştır. TMK m. 221 hükmü ise eşlerin aralarında sözleşme yolu ile de malvarlığı değerlerini kişisel mal olarak saydırabilecekleri yöndedir. 

Kural olarak kişisel mallar TMK m. 220’de sayılan durumlar ile sınırlıdır ve yasal mal rejimi kapsamında emredici hüküm niteliğine sahiptir. Fakat işbu maddenin 2. bendinde bulunan ‘herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri’ ifadesi sınırlandırmayı esnetmektedir. Böylece tüm karşılıksız kazandırma türlerinin kişisel mal haline geleceği yönünde bir düzenleme getirilmiştir. 

Kişisel malvarlığı değerleri, yasal mal rejiminin sonra ermesi veya tasfiyesi gerekmeden diğer eşten iadesi talep edilebilir.

Eşlerin malların bazıları bizzat kanun gereğince, bir kısmı ise taraflar arasında yapılan bir sözleşme ile kişisel mal olarak nitelendirilebilmektedir. 

2. Mal Rejimi Sözleşmesi Kapsamında Kişisel Mallar

TMK m. 221 hükmü gereğince eşlerin mal rejimi sözleşmesi ile bazı hallerde malları kişisel mal olarak nitelendirebilme yetkileri bulunmaktadır.

a) Meslek İcrasına veya İşletme Faaliyetine Özgülenen Mallar

TMK m.211’in birinci bendi ile mesleğin icrası için gerekli olan mallar ve işletmenin faaliyeti için belirlenmiş olan malların kişisel mal olarak değerlendirebileceğidir. Bu durumda sözleşme ile mesleğin veya işletmenin faaliyeti sonucu ortaya çıkan gelir ve ürünler kişisel mal olarak değerlendirilecektir ve böylece kişisel malların kapsamı genişletilecektir.

Prensip olarak paranın bu madde kapsamında kişisel mal olarak sayılmaması gerekir. Fakat mesleğin icrası veya işletmenin faaliyetinden doğan mal para da olabilmektedir. Örnek meslek grupları finans kurumları veya döviz ile alış-veriş yapan işletmelerdir. 

Fakat taraflar sözleşmede hangi malların kişisel mal olarak değerlendirilmesi gerektiğini açıkça belirtmelidirler. Örneğin işletmenin ismi veya mesleğin icrası ile doğan mal adlandırılması gerekmektedir. Belirlenmiş olan mallar mal rejimi bitiminde mevcut değillerse, kişisel mal nitelendirmesi ortadan kalkmış olur. Sözleşmenin bir sebepten yorumlanması gerekmesi durumunda TMK m. 222/3’e istinaden edinilmiş mallar lehine yorum yapılması gerekir.   

Ayıca eşler, ileride icra edecek meslek ve işletme faaliyetleri için belirli malvarlığı değerlerini kişisel mal olarak sözleşme altına alabilirler.

Tartışmaya açık başka bir husus ise şudur: Sözleşme yapıldığı tarihte halihazırda bulunan işletmenin kendisi de kişisel mal olarak değerlendirilebilir mi yoksa işletmenin kendisi edinilmiş mal olarak mı kalır? Kanun lafsına bakıldığında böyle bir şey mümkün değildir. Ayrıca eşler sözleşme yapmış olsalar dahi, işletme üçüncü kişiye devredilmesi durumunda elde edilen bedel edinilmiş mal olarak nitelendirilmektedir.

b) Kişisel Malların Gelirleri

Eşlerin, TMK m. 221/2 hükmü gereğince sözleşme ile kişisel malların gelirlerinin edinilmiş mal olarak sayılmayacağı yönünde karar verebilirler; eşlerin irade özgürlüğü bu şekilde sağlanmaktadır. Bu hüküm, TMK m. 219/4’ün sözleşme ile yok sayılmasını sağlamaktadır. Arzuya göre, kişisel malların gelirlerinin tamamı veya bir kısmı sözleşme ile kişisel mal olarak sayılabilmektedir.

Netice olarak işbu mal rejimi sözleşmeleri kötü niyetli hazırlanmış olabilir. Örneğin eşler, ortak olmayan çocuklardan mal kaçırmak ve onların saklı paylarını ihlal etmek için bu şekilde sözleşmeler hazırlayabilirler.

3. TASFİYE

1. Genel

Tasfiyeyi ve buna bağlı olarak katılma alacağını talep edebilmek için, yasal mal rejimin sona ermesi gerekmektedir. Yasal mal rejimin sona ermesi tarafların boşanması veya bir eşin ölümü ile gerçekleşir.

Tasfiyede, mal rejiminin sona ermesi anında bulunan malvarlıkların değerlendirilmesi yapılmaktadır. Her iki eşin malvarlığı, türlerine göre edinilmiş veya kişisel mal olarak ayrılıp, bu andan itibaren kazanılan mallar edinilmiş mal olarak değerlendirilemeyecektir. Tasfiyeye tabi olan mallarda sonradan meydana gelen değer artışı veya azalması dikkate alınmaz.

Tasfiye işlemi bittiğinde, eşlerin katılma ve değer artış alacakları ortaya çıkmaktadır.

Mal rejiminin tasfiyesi dört aşamalıdır; ilk olarak eşlerin malvarlıkları birbirinden ayrılır, ardından artık değer hesaplanır, işbu artık değer üzerindeki pay belirlenir ve talepler yerine getirilir. 

2. Tasfiye Kapsamında Kişisel Mallar

Mal rejiminin tasfiyesinde dikkate alınacak mallar edinilmiş mallardır; kişisel mallar tasfiye dışı kalmaktadır. Mal, hangi eşin ise tamamıyla onun ait olur. Böylece katılma alacağı kişisel mallar üzerinden oluşmaz ve kişisel mallar eşe münhasırdır. Fakat dikkate alınması gereken bir husus ise, ölüm nedeniyle mal rejimin sona ermesinde yine başlangıçta mal rejimin tasfiyesi bakımından kişisel mallar ayrı tutulsalar dahi, tereke tasfiyesinde ölen eşin malvarlığı içine dahil olduğu için diğer eş miras hakkı yoluyla bu mallardan da yarar sağlayacaktır.

Tasfiye aşamasında eşler arası hak kaybına uğramamak adına, TMK m. 222/3’e istinaden bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir. TMK m.  219/II 4 hükmünde yer alması üzerine aynı şekilde kişisel malların gelirleri de edinilmiş mal olarak değerlendirilmektedirler. Bu aşamada TMK m. 230’da önem taşımaktadır. Bazı hallerde, edinilmiş mal ile kişisel mal birbiri içinde kaybolmuş olup, ayırt edilmesi güçtür. Bu durumlarda malın değeri olarak tekrar canlandırılıp ait olan tarafa verilmesi gerekir. Ayrıca TMK m. 230/3 gereğince kişisel kullanıma yarayan eşya edinilmiş mallardan harcama yapılarak edinilmiş ise, denkleştirme alacağı meydana gelmektedir. 

4. Sonuç

Edinilmiş mallara katılma rejiminde Türk ve Alman Hukuku arasında farklar bulunmaktadır. Tasfiye hesaplamalarında Türk Hukuku’nda her bir eşin edinilmiş ve kişisel malları iki ayrı mal kesimi olarak yasal kurallar çerçevesinde belirlenir. Alman Hukuku’nda ise, eşlerin rejimin başlangıç ve sonu anları itibariyle malvarlıkları ayrı ayrı hesaplanır. 

Kişisel mal Türk Hukuku’nda yalnızca eşlere aittir. Edinilmiş malların aksine, kişisel mallar evlilik birliğinin paylaşılması gereken bir edinim değildir. Bu sebeple kişisel mallar, edinilmiş mallara katılma rejimi süresince eşlerin iradesine bağlıdır. İşbu husus Alman Hukuku ile benzerlik göstermektedir. 

Kişisel mallar Kanun hükmünde sınırlandırılmıştır. Böylece eşlerin edinilmiş mallara katılma rejimindeki katılma alacağı garanti altına alınmıştır. Alman Hukuku’nda ise eşlerin kişisel malları Kanun koyucu tarafından sınırlandırılmamıştır; eşlerin yalnızca evlilik içerisinde tüm malvarlığı veya ev eşyaları üzerinde yapacakları tasarruflar diğer eşin onayına bağlı tutulmuştur. 

Sonuç olarak Türk ve Alman Hukuku’nda yasal mal rejimlerinde benzerlik ve farklılıklar görülmektedir. Fakat asıl ciddi fark şudur ki; Alman Hukuku’nda ortak edinilmiş mallar bulunmamaktadır. Eşlerin evlilik içerisinde edindikleri mallarda, kendi kişisel mallarıdır. Böylece Alman Hukuku’nda malların tasfiye işlemleri de farklı şekilde ele alınmaktadır.  

***

Av. Sinem Orhan Coşkun

www.anil-coskun.com

info@anil-coskun.com

Web sitemizdeki tüm makale ve içeriklerin telif hakkı Av. Anıl Coşkun’a aittir. Tüm makaleler hak sahipliğinin tescili amacıyla elektronik imzalı zaman damgalıdır. Sitemizdeki makalelerin kopyalanarak veya özetlenerek izinsiz bir şekilde başka web sitelerinde yayınlanması halinde hukuki ve cezai işlem yapılacaktır.